26 Kasım 2014 Çarşamba

ODA TV ::: Merkez sağda yeni bir parti daha kuruluyor

Merkez sağda yeni bir parti daha kuruluyor
Seçimlere 7 ay kala birbiri ardına yeni partiler kuruluyor.
Son birkaç haftada İdris Bal Demokratik Gelişim Partisi'ni, Emine Ülker Tarhan Anadolu Partisi'ni, İdris Naim Şahin Millet ve Adalet Partisi'ni ve son olarak da 21 Kasım günü Ahmet Kaya Milli Mücadele Partisi'ni kurdu. Ve yeni bir partinin daha yolda olduğu öğrenildi. Partinin merkez sağın ağır topları tarafından kurulacağı belirtildi.
Hazırlık çalışmaları bir süredir devam eden partinin birkaç hafta içerisinde kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na vereceği öğrenildi.
Partinin kurucuları arasında Türk Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı, Demokrat Parti eski Grup Başkanvekili ve Denizli eski Milletvekili Hasan Korkmazcan, ANAP İzmir eski Milletvekili ve Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şube Başkanı Metin Öney, Hazineden Sorumlu Devlet eski Bakanı, DYP eski Milletvekili Ufuk Söylemez, Çalışma eski Bakanı, ANAP ve MHP eski milletvekili Yaşar Okuyan gibi isimlerin olduğu belirtiliyor. Adı henüz netleşmeyen partinin genel başkanlığını Hasan Korkmazcan'ın yapması bekleniyor. Parti kuruluşunda yer aldığı dile getirilen isimlerin Milli Merkez yönetiminde de yer alması dikkat çekti.
Hatırlanacağı üzere Milli Merkez yönetiminde yer alan emekli amiral Türker Ertürk'ün Anadolu Partisi kurucuları arasında yer alması üzerine Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural yazılı bir açıklama yapmıştı. Dural, açıklamasında "Bilgimiz dışında, yönetim kurulumuza haber vermeden bir siyasi partinin kurucuları arasında yer almıştır. Bu nedenle Milli Merkez'le herhangi bir irtibatı kalmamıştır" ifadelerini kullanmıştı. Dural'ın açıklamasında ayrıca 2015 seçimleri öncesinde Milli Merkez'in yeni bir parti kuracağı belirtilmişti. Kuruluş çalışmaları son aşamaya gelen bu merkez partisinin Haluk Dural'ın sözünü ettiği parti olduğu belirtiliyor.
Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar'ın da bugün İzmir'deki bir etkinlikte Hasan Korkmazcan ve Metin Öney'in yeni bir parti kuracağını dile getirdiği öğrenildi.
(22 XI 2014, Şenol Çarık & Odatv.com)
***

MİLLİ MERKEZ, İŞÇİ PARTİSİ İLE İTTİFAK KARARI ALARAK PARTİLEŞME SÜRECİNİ BAŞLATTI

MILLÎ MERKEZ PARTILEŞME ÇALIŞMALARI...

GENELGE

Sayı    : 2014 / 09
Tarih   : 25.11.2014
Konu   : Millî Merkez Partileşme Çalışmaları
Değerli Millî Merkez İl, İlçe Temsilcileri,Yönetim Kurulları ve Temsilciler Meclisleri üyelerinin dikkatlerine,
Bir önceki 14 Kasım 2014 tarih ve 2014/08 sayılı Genelgemizin 2. Maddesinde belirtildiği üzere, Millî Merkez’in partileşme çalışmaları son aşamaya yaklaşmaktadır. Bu konuda Millî Merkez teşkilatlarındaki değerli üyelerimizde haklı olarak meydana gelen gecikme endişesine ek olarak, son zamanlarda Millî Merkez’in fedakâr çalışmaları, büyük emek ve zahmetlerle farklı siyasi görüşlerden gelen ama ABD-AKP-PKK ortaklığı ile milletin birliği ve vatanın bölünmesini amaçlayan girişimlerinin karşısına dikilmiş olan “Atatürk’te Birleşenleri” sağ-sol diye bölme gayretlerinin belli odaklarca internet üzerinden yapılan yayınlarla körüklenerek, arttığı gözlenmektedir.
Bu fesat girişimine karşı durulması için sizlere partileşme süreci hakkında aşağıdakibilgileri sunmak istiyoruz:
1-   Millî Merkez; sağ-sol demeden “Atatürk’te Birleşen” tüm millîci, vatansever ve demokrat güçlerin en geniş paydada oluşturacağı demokratik bir millî seçeneği; “Millîcilerin-Millî Takımı” olarak adlandırdığımız,milletin takdir ve teveccühünü kazanmış, kamuoyunda karşılığı olan, mücadelesi ve duruşu ile takdir toplamış, öncü isimlerden oluşan bir parti yönetimini 2015 seçimlerinden önce milletin huzuruna sunabilmek için yürüttüğü çabalarını tamamlamak üzeredir. 
2-   İşçi Partisi ile ilişkiler: 26 Mayıs 2013 tarihli Temsilciler Meclisitoplantımızda kabul edilen Programımızın; “Millî Merkez, tüm vatansever güçleri birleştirerek, ortak mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuştur. Türkiye gündemi ve mevcut siyasi partilerdeki gelişmeler Ülkemizin önüne her türlü seçeneği koyabilir. Bu durumda Millî Merkez bütün organlarıyla bir araya gelerek her türlü seçeneği değerlendirmeye alacaktır.” şeklindeki son paragrafı uyarınca Millî Merkez kendi konumunu belirlemek ve yapacağı faaliyetlerle ilgili yeni yol haritasını oluşturabilmek için gerekli kararları almak üzere 7 Haziran 2014 günü 2014-01 sayılı Temsilciler Meclisi toplantımız İstanbul’da yapılmıştır.
Anılan toplantıda MM’in İşçi Partili bileşenleri, herkesi İP’ne katılmaya davet etmiş,toplantıda kesin bir karar alınmaksızın Eylül ayında tekrar değerlendirme toplantısı yapılması kararlaştırılmıştır.
Bu arada sizlerin de bildiği üzere, İP’nin girişimiyle 28 Eylül’de Ankara’da, 21 Ekim’de İzmir’de ve 1 Kasım tarihinde ise İstanbul’da “Millî Kurtuluş için Öncüler Toplantısı” adı altında üç adet toplantı yapılmıştır. Bu toplantılarda esas itibariyle İP Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, adres olarak İşçi Partisinde toplanmayı önermiş,Sayın Ufuk Söylemez özet olarak "Millî Merkez partileşsin, İP de bu kez seçime girmeyerek MM Partisini desteklesin” önerisinde bulunmuştur.
Sayın Hasan Korkmazcan ise görüşlerini "İP adresi birleşme için doğru bir adres gibi görünmüyor. Adı ve programında değişiklik yapılmasını doğru bulmuyorum. İP yine de dışlanmamalıdır. Katılmak isteyen kim varsa bugünden İP'ne katılmalıdır. Biz de merkezde bir partiyi Ekim sonuna kadar kurmalıyız. Birleşmek yerine ittifak daha doğru olur" şeklinde özetlemiştir.
İzmir toplantısında ise MM Yönetim Kurulu üyemiz eski İzmir milletvekili Sayın Metin Öney de benzer görüşler belirtmiştir.
İstanbul toplantısına ise MM yönetimini temsilen katılan olmamıştır.
Sayın Doğu Perinçek’in talebi üzerine bu üç toplantının sonuçları 10 Kasım günü Sayın Hasan Korkmazcan, Ufuk Söylemez ve eski Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz’ün de katıldığı bir toplantıda değerlendirilmiş ve İP’nin kendi kulvarında (emek cephesinde), MM’in ise kurmakta olduğu partisiyle yola devam etmelerine, seçimlerde her türlü işbirliği ve ittifak yapabileceklerine karar verilmiştir.
3-   CHP eski Milletvekili Emine Ülker Tarhan ile ilişkiler: Sayın E. Ülker Tarhan istifasını açıkladığı 31 Ekim günü, Sayın Ufuk Söylemez kendisini aramış ve 3 Kasım tarihinde biraraya gelerek durum değerlendirmesi yapılmış, kendisi kuruluşu devam eden MM partisine, Atatürk’te Birleşenlerin ortak mücadelesine davet edilmiştir. Düşüneceğini belirten Sayın Tarhan 8 Kasım’da İstanbul’da MM Yürütme Kurulu üyeleri ile tanışmış, yapılan görüşmede MM’in 230 toplantısı hakkında ayrıntılı bilgi verilerek kendisi ortak mücadeleye bir kez daha davet edilmiştir. Yine düşüneceğini ifade eden Sayın Tarhan, son altı aydır sürdürdükleri partileşme çalışmaları hakkında MM yönetimindeki mücadele arkadaşlarına hiçbir bilgi vermemiş olan MM Yönetim Kurulu üyesi E. Tuğa. Türker Ertürk ile birlikte 14 Kasım tarihinde bir parti kurmuşlar, ortak mücadele fikir ve çağrılarımızı yanıtsız bırakmışlardır.
4-   Partileşme çalışmaları Ankara’da Yönetim Kurulu Üyemiz Sayın Hasan Korkmazcan ve Ankara Temsilcimiz Sayın Ufuk Söylemez tarafından yürütülmektedir.
5-   Baraj olmaksızın yapılan 30 Mart yerel seçim sonuçlarına göre;
AKP (% 43,5)+PKK (BDP%4,2+HDP %1,9+Bağımsız % 0,4 = % 6,5) + Saadet(%2,0) + BBP (% 1,1) + DP (% 0,4) olmak üzere toplam % 53,5 dolayındadır. AKP’nin iktidarını sarsmak için ona oy vermiş olan ve 1950’den beri CHP ve soluna hiç gitmemiş olan demokrat, Atatürk ve Cumhuriyet ile barışık, millici merkez sağ oyların % 5-10’unu buradan almak gerekir.
Bu oylara, Y-CHP’den rahatsız olan gerçek CHP’li Atatürkçülerden en az% 5 ve MHP’nin AKP destekçisi yönetimine karşı olan vatansever millicilerin en az % 3-5 oranında oylarını toplayarak baraj sorunu yaşamaksızın, Atatürk’te Birleşenlerin kaynaşacağı bir partiye şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır.
6-   MM sıfırdan bir parti kurmanın zaman açısından güçlüğünü bildiğinden, seçime girme yeterliliği olan bir parti ile anlaşmış, başka iki parti ile de ön mutabakat yapmıştır. Bu nedenlerle, MM’in partileşmesinde zaman baskısı yoktur.
7-   Partileşme kesinleştiği anda durum sizlere derhal bildirilecektir. Bu durumda, MM’in her kademe teşkilatında üye olan, görev almış olan arkadaşlarımızdan, isteyenler MM partisine üye olacaklar, diğer değerli mücadele arkadaşlarımızdan isteyenler kendi partilerinde siyasi çalışmalarına devam edeceklerdir. 
Bu konuda daha sonra ayrıntılı bilgilendirme yapılacaktır.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederiz.
Saygılarımızla,
Halûk DURAL
MM Genel Sekreteri

25 Kasım 2014 Salı

Hasan KORKMAZCAN Merkez sağ da yeni parti kuruyor!

Merkez sağ da yeni bir parti daha kuruluyor!
Seçimlere 7 ay kala birbiri ardına yeni partiler kuruluyor. Yeni bir parti de merkez sağdan doğuyor.Son birkaç haftada İdris Bal Demokratik Gelişim Partisi’ni, Emine Ülker Tarhan Anadolu Partisi’ni, İdris Naim Şahin Millet ve Adalet Partisi’ni ve son olarak da 21 Kasım günü Ahmet Kaya Milli Mücadele Partisi’ni kurdu. Ve yeni bir partinin daha yolda olduğu öğrenildi. Partinin merkez sağın ağır topları tarafından kurulacağı belirtildi. Hazırlık çalışmaları bir süredir devam eden partinin birkaç hafta içerisinde kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na vereceği öğrenildi.

Partinin kurucuları arasında Türk Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı, Demokrat Parti eski Grup Başkanvekili ve Denizli eski Milletvekili Hasan Korkmazcan, ANAP İzmir eski Milletvekili ve Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şube Başkanı Metin Öney, Hazineden Sorumlu Devlet eski Bakanı, DYP eski Milletvekili Ufuk Söylemez, Çalışma eski Bakanı, ANAP ve MHP eski milletvekili Yaşar Okuyan gibi isimlerin olduğu belirtiliyor.
Adı henüz netleşmeyen partinin genel başkanlığını Hasan Korkmazcan’ın yapması bekleniyor. Parti kuruluşunda yer aldığı dile getirilen isimlerin Milli Merkez yönetiminde de yer alması dikkat çekti. Hatırlanacağı üzere Milli Merkez yönetiminde yer alan emekli amiral Türker Ertürk’ün Anadolu Partisi kurucuları arasında yer alması üzerine Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural yazılı bir açıklama yapmıştı.
Dural, açıklamasında “Bilgimiz dışında, yönetim kurulumuza haber vermeden bir siyasi partinin kurucuları arasında yer almıştır. Bu nedenle Milli Merkez’le herhangi bir irtibatı kalmamıştır” ifadelerini kullanmıştı. Odatv’den Şenol Çarık’ın haberine göre Dural’ın açıklamasında ayrıca 2015 seçimleri öncesinde Milli Merkez’in yeni bir parti kuracağı belirtilmişti. Kuruluş çalışmaları son aşamaya gelen bu merkez partisinin Haluk Dural’ın sözünü ettiği parti olduğu belirtiliyor. (Ankara_SÖZCÜ_ Kasım 23, 2014)

17 Kasım 2014 Pazartesi

YENİ KURULAN & KURULACAK PARTLER (ANAYURT, 17 Kasım 2014 Pazartesi) Ergün AYDOĞAN

YENİ KURULAN & KURULACAK PARTLER
ANAYURT, 17 Kasım 2014 Pazartesi, Ergün AYDOĞAN
Bir önceki yazımızda yeni partiler yolda demiştik. Üzerinden bir hafta geçmeden, kısa süre önce CHP’den istifa eden Emine Ülker Tarhan ‘Anadolu partisini’ kurdu. Umutla yola çıkıldığı belli. Kısa adı Ana Parti denilecek olan partinin daha çok ANAP ve DOĞRU YOL Partisi ağırlıklı bir kurucular kurulu listesiyle yola çıkılmış. Ana akım medya pek ilgi göstermemiş.
Çarşamba günü Kanal D Genç Bakış Programında, Abbas Güçlünün Deniz Baykal’a sorduğu; partiden ayrılmalarla ilgili ne düşünüyorsunuz sorusuna Baykal; keşke Emine Ülker Partide tutulabilseydi. Onu ve diğer arkadaşları partide tutacak anlayışın sergilenmesi gerekir… Deniz Baykal’ın katıldığı Genç Bakış programının özellikle sosyal medyada geniş yansımaları oldu. Birçok kimse programın tekrarı olacak mı diye soruyor. Kamuoyu ve özellikle parti tabanının Deniz Baykal’dan beklentileri oldukça yüksek... Parti içinde yaşanan olumsuzluklara neden ses çıkarmıyor? Kemal Kılıçdaroğlu ile Antalya da ne konuştu-görüştü? gibi sorular çok…
Antalya’da ki parti toplantısından önce görüşme teklifi, daha Emine Ülker Tarhan istifa etmeden önce, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geliyor. Ve o baş başa görüşme-kahvaltıda parti içinde yaşanan olumsuzluklar, partinin izlediği tutum ve politikalar, yapılan yanlışlar tüm detaylarıyla Deniz Baykal tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’na anlatılmış.
Siyasette boşluk olduğu, ama seçimlere kısa bir süre kala kurulan partilerin yüzde 10 gibi bir barajı aşması çok zor. O nedenledir ki kutuplaşmanın arttığı dönemlerde seçmen ana gövde kabul edilen partilerden pek ayrılmıyor…
Önümüzdeki süreçte yeni partilerin kurulacağı bilinen çok açık bir gerçektir. Toplantılar temaslar tüm hızıyla devam ediyor. Bunların içinde siyasetteki boşluğu ve yaşanan olumsuzlukları görerek çözüm üretmek, seçenek yaratmak için milli duyarlılıklarla yola çıkanlar olduğu gibi, belli güç merkezleri ve iktidar destekli kurdurulacak olan partilerde olacaktır.
İdris Bal’dan sonra eski içişleri bakanı İdris Naim Şahin’in de parti kuracağı ikinci cemaate yakın partinin olacağı… 
Uzun bir süredir yurdun değişik bölgelerinde toplantılar yapan Milli Kurtuluş öncülerinin içinden, Milli merkezcilerin meclis eski başkanı Hasan Korkmazcan’ın başkanlığında bir partileşme sürecinin yaşanacağı… 
Her seçim dönemi, oluşumlarda ismi geçen Kemal Derviş öncülüğünde Beykoz Konakları ve Aydın Doğan destekli bir arayışında olduğu başkent kulislerinde sıkça konuşuluyor.
Son yapılan kamuoyu anketleri de gösteriyor ki, seçmen arayışta. İktidar AKP oy kaybediyor ama muhalefette bir yükseliş yok. Artış kararsızlarda. Ve de Doğu Güneydoğuda AKP’den giden oylar BDP/HDP’ye gidiyormuş!
Metropol Araştırma Şirketi’nin cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yaptığı ankette AKP %44,1 seviyesinden Ekim 2014 dönemine ait ankette %40,6’ya gerilemiş.
IŞİD ve PKK/PYD olayları Kobani’de yaşananlar AKP iktidarına olan güveni olumsuz etkilemiş. Ülkenin iyiye gittiğini düşünenlerin oranı sekiz puan düşmüş, kötüye gittiğini düşünenlerin oranı sekiz puan yükselmiştir.
Yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen iktidardan ayrılan oyların muhalefet partilerine yönlenmemesi anlamlıdır. Muhalefet bunun üzerine yoğunlaşıp iktidardan ayrılan oyları kendisine çekecek yöntemleri bugüne kadar bulabilmiş değil.
Peki, bu ankette muhalefetin oyları ne durumda; CHP %22,8, MHP %13,4, BDP/HDP % 7,1
Soru, görüş ve düşünceleriniz için;
ergun.aydogan@yahoo.com.tr

12 Kasım 2014 Çarşamba

HÜSEYİN YENİÇERİ; Türk Dünyası Kurultayından İzlenimler

HÜSEYİN YENİÇERİ
Türk Dünyası Kurultayından İzlenimler



İlgili Foto Galeri

13 Eylül Cuma günü saat 16.00'da Ankara'danAfyon'a Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni’ne katılmak üzere ayrıldım. Saat 19.30'da Afyon'daydım. Doğruca Çakmak Otel'e gittim. Şölen'e çağrılılar Otel'in 8. katındaydı. Yemek salonuna girdiğimde birçok tanıdık çehre ile karşılaştım: Sadi Somuncuoğlu, Abdülhaluk Çay, Aykut Edibali, Abdülkadir Sezgin, Hasan Korkmazcan, Zekeriya Kitapçı ve başkaları oradaydılar. Yemekten sonra çayları otelin terasında içtik. Yıllar önce Somuncuoğlu ile Töre ve Bozkurt dergilerinde birlikte yazılar yazmıştık. Karşılıklı hatırlar soruldu. Geçmişi andık.Abdülhaluk Çay'la da aynı üniversitede ders vermiştik bir süre. Ortak anılarımızı paylaştık. Nevruz üzerine uzunca bir sohbete daldık. Bu arada sayın Çay'ın “Bozkurt” üzerine 1.600 sayfa tutan incelemesinin tamamlandığını öğrendik.Korkmazcan'ın anayasa ile ilgili değerlendirmelerini dinledik. İlerleyen saatlerde Hanım Halilova, Ayten Altaylı, Kerim Yılmaz ve Osman Kaçmaz da geldiler. Sohbet uzadıkça uzadı. Terasta Afyon'un serin gecesi sıcak sohbetimizle ve kesintisiz gelen çaylarla bizi etkilemiyordu. Saat 02.00'de odalarımıza çekilebildik.
 
Ortadoğu gazetesinde de yayımlanan “Çok Dillilik Bölücülüktür” başlıklı bildirimi sunacağım Kurultay,Afyon Kocatepe Üniversitesi Kongre Merkezi'ndeydi. Otelde yaptığımız kahvaltıdan sonra Kongre Merkezi'ne gidecektik. Kahvaltıda yanımaMalatya Akçadağ Öğretmen Okulu'nda okuttuğum eski öğrencilerimden Harun Özeren geldi. Beni görünce çok sevindi. Ayaküstü bir sohbetten sonra otelden ayrıldık. Arkadaşlarımızdan Yüksel Özsarı, beni Kongre Merkezi'ne getirdi. Kerim Yılmaz Bey de diğer arkadaşlarımızı arabasına almıştı. Merkez'in önüne geldiğimizde bizi Ufuk Özırmak karşıladı. Nerede konakladıklarını sordum. As Otel'de, dedi. Mustafa veSevgi Kafalı hocalarımızı İstanbul'dan o getirmişti. Salona yerleştik. Önce Rahmetli Servet Somuncuoğlu'nun Türklerin Malazgirt Savaşı'ndan çok önceleri Anadolu'ya gelip yerleştiklerini kanıtlayan belgeselini izledik. Somuncuoğlu'nu daha yeni kaybetmiştik. Bütün katılımcıların gözleri dolmuştu. Sonra divan oluşturuldu. Divanda Sadi Somuncuoğlu, Abdulhaluk Çay, Aykut Edibali, A. Sezgin, Zekeriya Kitapçı vardı. Başkanlığa da Mustafa Kafalı seçilmişti. Saat 11. 30'da panel başladı. Önce Edip Başer, Erdoğan Karakuş, Işık Ahmed ve Kıbrıs temsilcisine erken ayrılacakları için söz verildi. Saat 13.00'te oturuma ara verildi.
 
Saat 14.00'te ikinci oturum Mustafa Kafalı'nın gür sesiyle açıldı.  ”Türk Dünyası'nın Dünü, Bugünü” konulu panele pek çok değerli bilim adamı srayla çağrıldı. Bildirilerini sunanların bazıları şunlardı: Prof. Dr. Mustafa Kafalı, Prof. Dr. Sevgi Kafalı, Prof. Dr. Mustafa Erkal, İbrahim Metin, Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, E. Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, E.TBMM Başkan Vekili Hasan Korkmazcan, Özcan Pehlivanoğlu, E. Org. Edib Başer, E. Korgeneral Erdoğan Karakuş, Prof. Dr. Hanım Halilova,  Dr. Hüseyin Yeniçeri, Işık Ahmet, Mehsa Mehdili Berzin, Sadun Köprülü, Dr. Abdülkadir Sezgin, Arif Bütüç, Mahmut Kasapoğlu, Aykut Edibali, Türkmen Yörük Federasyon Başkanı Durhasan Hoca.. Bildiri sunmak için beklerken bir ara dışarı çıktım. Sevgi Kafalı Hocam da dışarı çıkmıştı. Çok beklediğimizi ifade etmek ve bir espiri yaratmak için Sevgi Hanım'a: “Davos'a bir daha gelmem!” dedim. Orada bulunanlar kahkahayı bastılar. Saat yediye doğru konuşmalar tamamlandı. Oturum Aykut Edibali'nin katılanlara teşekkür etmesiyle sonuçlandı.
 
Kurultay sonunda yayımlanan bildiriden birkaç bölüm vermek istiyorum. Kurultaya sunulan bildiriler hakkında bir fikir edinmek için bunu gerekli görüyorum:
 
Türk Dünyası geçen yüzyılda insanlık dramları arasında iki mutluluğu da yaşamıştır. Birincisi, 1920’lerde bütün mazlum dünyaya bağımsızlık ateşi yakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığındaki Büyük Zafer’dir. İkincisi, 1990’larda Batı Türkistan Türklerinin bağımsızlıklarına kavuşarak yeniden tarih sahnesine çıkmasıdır. Böylece Türkler, binlerce yıldır anıtlar, yazıtlar ve şaheserlerle üç okyanus arasında yazdıkları destanlara ve yüksek medeniyete yenilerini eklemek sorumluluğunu tekrar yüklenmiştir. Türk Dünyası değerler dünyasıdır. Yaşadıklarını ve yaptıklarını değerlere dayalı olarak yaşayan ve yapanların adıdır Türk Milleti. Günümüzde sömürgeci açgözlülüğünün çıkarcı cephesi ile değerlere dayalı insanlığın mücadelesi, dünyanın ve insanlığın geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Bu mücadelede Türk Dünyası’nın safı bellidir. Yalnız gurur duyulacak işler yapmaya adanmış ve tarih boyunca yaptıklarıyla insanlık onurunu yükseltmiş bir milletin mensupları, bağlandıkları değerleri ve fazilet kurallarını kurumlaştırarak gelecek yolculuğuna devam edecektir. Bu küresel yolculuğun son haritası iki büyük Türk tarafından çizilmiştir: Gaspıralı İsmail ve Atatürk: “Dilde, fikirde, işte birlik” ve “Yurtta sulh, cihanda sulh’’.
.......
 
Türkiye Cumhuriyeti ikinci dünya savaşından sonra dünya Türklüğüne yapılan saldırıların hedefi olmuştur. Önce EOKA ile Kıbrıs Türklüğü, ASALA ile Türk temsilcilikleri, son olarak PKK ile ülke ve millet bütünlüğümüz saldırıya uğramıştır. Sömürgeciliğin kirli emellerine maşa olan bu insanlık dışı terör çeteleri günümüzde de Türk Milleti’nin insanlığa sunduğu değerlere saldırılarını sürdürmektedir. Sömürgeciler ve uzantıları zaman zaman yılgınlığa düşmüş, ihanet bağımlısı yapılmış, aidiyet krizine tutulmuş kişi ve kurumların işbirliğinden yararlanmaktadır. Bunların oluşturduğu koalisyonlar Türk Dünyası’na ve Türkiye Cumhuriyeti’ne de kayıplar verdirmektedir. Kurultayımız açıkça ilan etmektedir ki, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını, Türkiye Cumhuriyeti anayasasını ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milli-üniter yapısını bozacak her türlü uygulama yok hükmündedir. Türk Milleti hukuk dışı yollarla yürütülen süreçlerin hesabını sormaya, kayıpları tazmin ettirmeye ve sorumluların ihanetini ödetmeye her zaman muktedir olmuştur ve gelecekte de olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş kaybetmiş bir devlet, Türk Milleti’ne kayıtsız şartsız teslim olmuş bir millet muamelesi yapılamaz. Bu zihniyette olanlara ihanetlerinin bedeli mutlaka ödettirilecektir.
 
Kurultayımız çalışmalarını bir program dâhilinde bütün Türk Dünyası’nda, İslam âleminde ve insanlık değerlerine bağlı bütün halklar arasında kurumlaşarak sürdürecektir.
 
Türk Dünyası’nda mevcut olan tarihi eserlerden 35 bin kadarının yok edildiği dikkate alınarak kalanlarının korunmasına büyük bir hassasiyet gösterilmelidir. Yine soydaşlarımızın manevi kültürlerini güçlendirecek ve yaşatacak politikalara önem verilmelidir.
 
Türk Dünyası davasının sürdürülmesinin Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün güçlendirilmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple Türk milli varlığına yönelik ırkçı ve bölücü tehdit ve tehlikelere karşı kesin sonuç alıcı tedbirlere acilen başvurulmalıdır.
 
Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için Türk Dünyası’nın birlik ve bütünlük içinde bulunmasına hayati derecede ihtiyaç olduğuna inanmaktayız. Bu inancı taşıyanların büyük bir sorumlulukla karşı karşıya oldukları açıktır. Gelecek kurultaya bu temel amaca göre belli bölgeler ve belli sektörler için önerilen ekli hususlarda teknik raporların hazırlanarak gelinmesi uygun bulunmuştur. 
 
 6 Türk Cumhuriyeti ve 41 kentten temsilcilerin katıldığı 3. Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şölenine, 15 Eylül Pazar günü gerçekleştirilecek şölenle devam edilecekti. Hava kararırken şehre Ufuk Özırmak'ın minibüsüyle döndük. Yanımızda toplantıda edebi bir hiciv örneği sunan İbrahim Metin'le Mustafa Erkal Hoca da vardı. İbrahim Metin'le öğrencilik yıllarımdan tanışıyorduk. Çok espirili bir kişiliği vardı. Başbuğ'la da anıları olduğunu biliyordum. Önce konuşmasından ötürü kutladım. Sonra umduğum gibi iki anısını bizimle paylaştı. Biri Devlet dergisinin basıldığı matbaanın bombalanması olayı idi. Diğeri de Rahmetli Türkeş'in ilk seçimde milletvekili seçildiği Adana'ya teşekkür amacıyla yaptığı ziyaretin yolculuğu idi. İki olayın ayrıntısını da ilk kez duyuyordum. Ufuk Bey, akşam yemeğini birlikte yememizi teklif etti. Afyon'un kebapçılarından birine uğradık. Yemekte de Mustafa Erkal'la bildirim üzerine konuştuk. Hoca, benim yararlandığım kaynaklardan başkalarını da haber verdi bana. Konuşmamı beğendiği belliydi. Çaylardan sonra otele döndük.
 
15 Eylül Pazar günü şölen vardı. Ben Ankara'ya dönmek zorundaydım. Şölene katılamadım. Genel ağa düşen görüntülerden en ilginci tertip heyetinde bulunan Hasan Korkmazcan, Aykut Edibali ve Filiz Edibali'nin öteki katılanlarla birlikte bozkurt işareti yapmaları olmuştu. Şölende bütün katılımcıların Türk dünyasının her bucağından sergilenen halk oyunlarına eşlik ettikleri, büyük bir coşkuya yol açtıkları veAfyonkarahisar Oğuzboyu Yörükler, Türkmenler Derneği Başkanı Şakir Altıntaş'ın şenlikle ilgili konuşması can alıcı noktalar olmuş. Ayrıca yöresel sanatçıların sunduğu müzik şöleni de çok beğenilmiş.
 
Türlük için yakılan her ateş, Türk dünyasının kalbi Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü için gösterilen her çaba kutsaldır. Gönlü ve ruhu Türklüğün selametinden yana olanların bu tür etkinliklere mutlaka katılmaları gerekir. Böyle büyük bir etkinliği başarıya gerçekleştirenleri, katkı sunanları saygıyla selamlıyorum!