22 Nisan 2015 Çarşamba

KORKMAZCAN UMUT SAÇTI Vatan Partisi Denizli Milletvekili Adayı HASAN KORKMAZCAN, Denizli Horoz Radyo’da Yaptığı Söyleşide, Halkı Yüreklendirerek “Ümitsizliğe Düşmemeye” Çağırdı:

KORKMAZCAN UMUT SAÇTI
Vatan Partisi Denizli Milletvekili Adayı HASAN KORKMAZCAN, Denizli Horoz Radyo’da Yaptığı Söyleşide, Halkı Yüreklendirerek “Ümitsizliğe Düşmemeye” Çağırdı:
            Kadriye SÖZERİ: Türkiye sizi 1969 yılında Denizli’nin meclise gönderdiği en genç milletvekili olarak tanıdı. Bize kendinizden bahseder misiniz?
Hasan KORKMAZCAN: 1941 yılında Tavas’ın Aydoğdu köyünde doğdum. Ortaöğretim ve Lise tahsilimi Isparta İmam Hatip’de tamamladım. 1956 yılında öğrenciyken gazeteciliğe başladım. Gazetecilik de beni siyasete sürükledi. 1965 yılında Adalet Partisi’ni iktidara taşıyan yapının temellerini oluşturduk.  1969’da Denizlililer beni milletvekili adayı olmamı istediler. Ön seçimde seçildim. 1969’da milletvekili seçildim. İsmet Paşa’yla o dönemde ölünceye kadar çok yakın çalışmalarımız oldu.
Kadriye SÖZERİ: Vatan Partisi’nde bütünleşme amacınız nedir?
Hasan KORKMAZCAN: Bu iktidar iş başına getirildiği günden bu yana muhalefet eksikliğinden bahsediliyor. Her an iktidarı denetleyen iktidar adayı bir partinin bulunmaması Türkiye’yi çok kötü noktalara sürükledi. Muhalefetsiz demokratik rejim olmaz. Türkiye’de 2002 yılında o zamanki iktidar ve muhalefet bir takım dış baskılarla siyasi bakımda tahrip edildi. Türkiye’nin ekonomisi Türkiye’den yönetilemez oldu.
Sonuç olarak geldiğimiz nokta gerçek denetimin işlenemediği hukukun işlemediği boyuta sürüklendi. Muhalefet partileri etkin olsaydı meclis tarafından yazılmayan anayasayı kabul etmiş olmazdık. Anayasa meclis tarafından yazılır, yargı organları tarafından değil.  Anayasanın yetkileri konusu 1970’lerden beri tartışılır. Hukuka güvenilmeyen bir sistemde hangi rejimin adını koyarsanız koyun demokrasi olmaz.
Demokrasi kurallar tarafından yönetilir. Bunlar denetlenmediği zaman adı ne olursa olsun bu kişisel bir rejime dönüşür. Türkiye şuan da böyle. Bir kişinin keyfi yönetimi tarafından idare ediliyor. Türkiye’de muhalefet herhangi bir tıkanıklıkta meydan okuyamıyor. Hadi seçime gidelim diyemiyor. Çünkü her seçimde mağlup oluyor. İsmet İnönü muhalefete düştüğü zaman küsüp gitmemiştir. Türkiye’ye buradan da hizmet edilir diyerek en iyi şekilde hizmet etmiştir. Türkiye’de muhalefet ve yargı küçümsenmeye başlanmıştır.
Kadriye SÖZERİ: Türkiye’deki başkanlık sistemi düşüncesi hakkında ne söylemek istersiniz?
Hasan KORKMAZCAN: Türkiye’de başkanlık sistemi istenmediği için olmayacak. Türkiye’de keyfi bir tek adamlık sistem isteniyor. Cumhurbaşkanı anayasa kurallarına uymuyor. Yargıya karşı çıkıyor gücünüz yeterse gelin yapın diyor. Bu hiçbir kamu görevlisine yakışmayacak bir eylemdir. Bunu bir memur söylese sen nasıl kamu görevlisisin diye tepki gösteririz. Bir cumhurbaşkanı böyle bir duruma düşüyorsa bu çok vahim bir olaydır. 1876’dan beri parlamenter sistem uygulanıyor. Osmanlı yönetimi bile keyfi yönetimlerde bulunmadılar. Hep hukuk denetimine sahip çıktılar. Ben imam hatip okulunu bitirdim. İmam hatip Atatürk’ün kurduğu bir kurumdur. Hurafelere kulaktan duyma bilgilere inanılmaması için kurmuştur.
Kadriye SÖZERİ: Denizli’nin en önemli sorunları nelerdir?
Hasan KORKMAZCAN: Denizli’nin sorunu Türkiye’nin genel sorunlarından ayrılamaz. Denizli sorunları daha ağır bir şekilde yaşıyor. Çünkü Denizli öncü kentlerden biridir. Denizli’nin birinci sorunu geleceğe güvenle bakamamak, gelecekte daha iyi Denizli olacak umudunun kaybedilmesidir. Tarımda tütün, afyon, anason, pamuk ekimi yapılıyordu. Her sene daha çoğunu üretmek içim uğraşıyorduk. Köylerimizin elektriği yolu yoktu onları yapmak için çalışıyorduk.  Biz ne yapılması gerektiğini rakamlarla görebiliyorduk.
Yerli kaynaklara dayalı enerji üretimini sağlıyorduk. Özel sektör eliyle son model dokuma tezgâhları boyama tezgâhlarının yapımını 1970’lerde tamamladık. 1999 yılında Pamukkale Üniversitesi’nin çalışmalarını kolaylaştırmak için Pamukkale Üniversite’sine arazi tahsili yaptık. Orada birçok proje yapılacaktı ama maalesef olmadı. Bu gün gene hedeflerimden biri bu. Orada makilik bölgesi olan atıl alandaki arazinin üniversiteye bağlanması konusunu canlı tutuyorum. 75. Yılını kutladığımız köy enstitüleri gibi uzaman eğitim yerleri yapılmalıdır. 12 yıldan beri sulama yatırımları yapılmıyor ve tarım ölüyor. Tarımdan geçimini sağlayan insanlar gizli işsize döndü. Vatandaş tarımdan geçimini sağlayamayınca tarlalarını elden çıkarmaya başladı.
Ayrıca özelleştirme yapılıyor. Özelleştirme daha iyi rekabet için yapılması lazım. Devlet tekeli yerine özel firma tekelini dönüştürüyorlar. Bu firmalar hiçbir yatırım yapmıyorlar sadece tahsilat yapıyorlar. Mahkemeler birkaç kişinin başvurusunu haklı buldular çünkü bunlar hukuk dışı iş yapıyorlar. Bunlara karşı da mücadele etmemiz lazım. Denizli için bizim hedefimiz aynı Türkiye gibi. Halkın içindeki bölünmeyi kaldıracağız.
Kendilerine oy veren kişileri kendilerinden saymadılar.  Vatandaşı birbirine düşürmek için uğraşıyorlar. Türk milleti egemenliğini korur ve kimseyi boyun eğmez.    
Kadriye SÖZERİ: Ülkemizin ve şehrimizin ekonomisi sizce ne durumda?
Hasan KORKMAZCAN: Türkiye’de öncü bölgelerden birsi Denizli’dir. Milli ekonomi politikası uygulanırsa özümüze döneriz. Menderes havzasının bozulmamış değerlerine dönecek. Tarımdaki kirlenmenin önüne geçeceğiz. Bu iktidar devletin başına geldiğinde pamukla mazotun fiyatı dengedeydi şimdi ne halde bir bakın. Yabancılara satılmış olan stratejik yerleri yeniden alacağız. Milletimiz önceden yüzde 25 tasarruf yapardı şuan yüzde 10’lara düştü.
Her diplomalı gencin 4’te 1’i işsiz. Bir kere dünyada uygulanan işsiz sayısı Türkiye’de hesaplanmıyor. Köyde oturanları  tarım işsizi sayıyor. Ev hanımlarını saymıyor. Herkese iş sağlamak sosyal devletin işidir. İstihdam yaratan sanayici devletin koruması altında olacaktır. Haksız muameleye uğramayacaktır.  Bir sanayici çalışanlarının hakkını verdiği sürece bizim başımızın tacıdır. Bunların işlerini doğru yaptığı sürece siyasi görüşlerine bakılmaz.
Halbuki bugün böyle değil. Devleti soyanlar verdi ödemiyorlar. Büyük ihaleler alanlar doğru dürüst vergi ödemiyor. Asgari ücret alan vatandaşımız bile vergi öderken bunlar vergi ödemiyorlar. Türkiye’de öğretilmiş çaresizlik empoze ediliyor. İktidarın yanında olmazsa kazanamazsın diye düşündürüyorlar.  Bütün partilerin tartışabileceği bir ortam oluşturulmalı. Bir adam yukarıdan bir şey söyleyecek o yapılacak, böyle bir şey olmaz. Gezi olayları gibi bir süreç yaşadık. Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır bir süreç mi bu.
Biz üniversitesi öğrencisiyken bir karar aldığımız zaman bunu hükümete sunduğumuz zaman hükümet bizimle oturur konuşurdu. Gençleri itip kalkmakla bu iş olmaz. Gençlerimizi umutla doldurmak lazım. Artık eğitim reformu da şart. Her yetişen kendi meslek alanında en iyisi olmalı. Onun dışında da kendi iş alanını geliştirmesi lazım. En önemlisi Türkiye’nin barışını yeniden kurması lazım.
Kadriye SÖZERİ: Çözüm süreci ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Hasan KORKMAZCAN: Vatan Partisi olarak barış sürecinin Türkiye’nin kendisi tarafından oluşturulan bir süreç olduğuna inanmıyoruz. Eli silahlı terör örgütüne postacılık yapıyorlar. Bu pazarlıklar sonucunda hiçbir şey ortaya çıkmaz. Bölge ülkelerle iş biriliği yapılarsa bu süreç çözülür. Eli kana bulaşmış kimse affedilemez. Devletin hukuk kuralları neticesinde vermesi gereken ne varsa verilir zaten. Meclise adım attığımız gün PKK kara kar düşünecektir.
Şunu bir hatırlayın. Apo yakalandı. Jandarma albay onu sorguladı. O jandarma albay darbeci denilerekten yargılandı ama şimdi aklandı ve Aydın’dan Vatan Partisi’nin adayı oldu. Bir ülkeyi yıkabilmenin yolu öncelikle silahlı kuvvetleri yok etmektir. O yüzden silahlı kuvvetlere saldırıyorlar. Ordumuzun içinde darbeci yok. Bugün kalkınmayı bir kenara bırakmışız küresel faizi düşünüyoruz. Bu süreçte vatandaş 7 Haziran seçimlerini çok iyi değerlendirmelidir. Biz komşularımızla düşman olmasaydık tarım konusunda bu kadar çile çekmeyecektir. Çünkü onların coğrafyası tarım için uygun değil.
Kadriye SÖZERİ:  AKP iktidarını önlemek için HDP’ye oy verme kampanyası başladı son günlerde. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hasan KORKMAZCAN:  AKP kızgınlığıyla HDP’ye oy vermek vatana ihanet demektir.  Ellerini kana bulaştırmak demektir. Bugünkü iktidar yenilmez algısı yaratmaya çalışıyorlar. Biz Vatan Partisi’nin kurmadan önce diğer partilerle de dayanışma içerisinde çalışarak Silivri’yi boşalttık. Anayasayı değiştireceklerdi onlara engel olduk. AKP aslında muhalefetin başarısızlığı ve beceriksizliği sebebiyle bugünlere kadar geldi. Biz bu boşluğu doldurmak için geldik. Artık çaresizlik yok. Doğuda AKP’ye toplanan oylar Vatan Partisi’ne gelecek.
AKP’nin devam etmesi demek ekonomik çöküntü demek. Son 3 ayda cebimizdeki 100 lira 72 liraya düştü. Küresel emperyalizmin ülkemizi çökertmesine izin vermeyeceğiz. Vatan Partisi içinde değişik ideolojiler var. Solcusu da milli düşünürü de var.
Bizim çalışmalarımızda Abdüllatif Şener var. AKP’yi kuran 4 isimden birisidir. Ama o bir şeyi gördü, AKP’nin dışarıdan yönetildiğini gördü ve ayrıldı. Şimdi halkın için rahatça gezebiliyor. Gerçek siyasetçiye güzel bir örnektir. Hasan Korkmazcan niye Vatan Parti’sinde diye soranlar oluyor. Ben de şu cevabı veriyorum. Türkiye’de çare tükenmemiştir. Bizim görevimiz çare üretmektir. Bunu göstermek için Vatan Partisi’ndeyiz. 26 Nisan’da Yunanistan’a ihtar mitinginden sonra tamamen Denizli’de olacağım ve gidemediğim tüm yerlere gitmeye çalışacağım.  
Kadriye SÖZERİ: Son olarak değinmek istediğiniz başka bir konu var mı?
Hasan KORKMAZCAN:  Denizlili hemşerilerimiz her zaman benim kritik dönemde verdiğim kararları desteklediler. 12 Eylül sonrası bağımsız adayken bana o kadar sahip çıktılardı ki ihtilalciler korktu ve adaylığımı iptal etti. Türkiye’deki bütün parlamenterlerin birikimlerini ben gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum. Şimdi de genç arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Ben 1. Sıra adayıyım. 2. sıra adayımız Yadigar hanım 26 yaşında. Halkımız hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmasın. Her zaman çare vardır. Türkiye’nin ciddi bir değişime nefes almaya ihtiyacı var. Artık onların dönemi bitiyor.
Emperyalist güçlerin de devri bitiyor. Asya halkları yükseliyor. Bizim de onlara öncülük etmemiz lazım. 21. yılda da emperyalizme son verirken bu işin öncüsü Türkiye olmalıdır.
VATAN PARTİSİ DENİZLİ’Yİ ADIM ADIM DOLAŞIYOR
 Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli milletvekili adayı Hasan Korkmazcan başta olmak üzere milletvekili adayları Çal’da pazar ve esnaf gezisi ardından Vatan Partisi Çal İlçe bürosunun açılışını yaptı.
NİHAT ZEYBEKÇİ HANGİ EKONOMİNİN BAKANI?
Pazar gezisi sırasında köylülerin ve Bekilli halkının yoğun ilgisiyle karşılanan Vatan Partisi heyeti üreticinin ve halkın dertlerini sundu, çözümlerini anlattı. Ziyaretler sırasında sık sık pahalılıktan yakınan Çal halkı, Denizli milletvekili ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye ve Akp iktidarına sitem etti. Bir esnafın; ‘’üretimi bitirdiler, soframıza koyduğumuz patatesi bile alırken artık elimiz yanıyor, patates hiç bu kadar pahalı oldu mu Sayın Nihat Zeybekçi? ‘’ ifadeleri dikkat çekti.
KORKMAZCAN ÇAL HALKIYLA KİTAP OKUDU
Çal’da matematik öğretmeni Niyazi Daban tarafından düzenlenen kitap okuma kampanyasının son etkinliği 20 Nisan Pazartesi günü Çal Eski Belediye binası önünde yapıldı. Otizmli Emre için kitap okuyoruz sloganıyla başlayan etkinliğe 7den 70e, köylüsünden, askerine her kesimden insan katılıyor. Hasan Korkmazcan da Vatan Partisi Çal İlçe Örgütüyle birlikte kitap okuma kampanyasına destek verdi. Yapılan Çal gezisinin ardından Vatan Partisi heyeti Çal İlçe binası açılışına geçti. Açılış konuşmasını yapan Çal İlçe Başkanı Ali Macun; “Çal insanı vatanseverdir, üreticidir. Ülkemizi birleştirecek, üreticinin, esnafın yüzünü güldürecek programa sahip tek parti vardır o da Vatan Partisi’dir. Çal olarak üzerimize düşeni yapacağız. Ev ev gezeceğiz, halkımıza partimizi anlatacağız. Çal’ın vatanseverlerini, öncülerini Vatan Partisi’ne çağırıyoruz”
HASAN KORKMAZCAN’DAN ESKİ SEÇMENLERİNE ÇAĞRI
Çal İlçe Başkanı’nın konuşmasını ardından söz alan Hasan Korkmazcan; “Bütün ayrımları kaldırıyoruz, artık tek kaygımız var: vatanımızın birliği ve bağımsızlığı. Milliyetçiler, halkçılar, devrimciler Vatan Partisi’nde birleştik. 1969’da en genç vekil olarak beni meclise gönderen tüm seçmenlerimizi vatanda birleşmeye çağırıyorum. Şimdi görevimiz Vatan Partisi’ni meclise sokmaktır. Mecliste şu an sözde 3 parti var görünmektedir ama tek program vardır. Bu cephenin karşısında duracak Vatan Partisi meclise girmedikçe, emperyalizmin pençesinden kurtulamayacağız”  sözleriyle dört dönem kendisine oy vererek meclise gönderen seçmenlerine de çağrıda bulundu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder